Ukrayna, son yıllarda Rusya'nın askeri tehditleriyle karşı karşıya kalmış ve bu durum, NATO ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile olan ilişkilerini derinleştirmiştir. Ukrayna ordusunun, modern askeri teknolojiyle donatılmasında önemli bir rol oynayan Amerikan silah sistemleri, ülkenin savunma kapasiteleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Ancak, bu silahlarla birlikte gelen destek ve askeri yardımların ne kadar sürdürülebilir olduğu, Ukrayna’nın gelecekteki askeri başarısını sorgulatmaktadır.
Ukrayna, 2014 yılında Kırım'ın ilhakı ve Donbas bölgesindeki çatışmalarla birlikte, Batı ile ilişkilerini derinleştirmeye başladı. Bu dönemde ABD, Ukrayna ordusuna çeşitli silah sistemleri sağlamaya başladı. Javelin tanksavar füzeleri, HIMARS roket sistemleri ve çeşitli zırhlı araçlar, Ukrayna'nın askeri gücünü artırmakla kalmayıp, aynı zamanda Rusya'nın saldırganlıklarına karşı direncini de güçlendirmiştir. Ancak bu silahlar, sadece fiziksel güç oluşturmakla kalmaz. Aynı zamanda, uluslararası destek ve dayanışmanın bir sembolüdür.
Amerikan silahlarının verimli bir şekilde kullanılabilmesi için, Ukrayna ordusunun bu silahların sistemlerine dair gerekli eğitimi alması şarttır. Ancak eğitim ve teknoloji transferinin eksik olduğu durumlarda, bu silah sistemlerinin etkisi büyük oranda azalabilir. Aynı zamanda, Ukrayna ordusu, bağımsız bir askeri yapı kurabilmesi için uluslararası yardımların sürdürülebilirliğini de sorgulamak zorundadır.
Amerikan silahları olmadan daha çok geleneksel savaş taktiklerine dönüşmesi muhtemel olan Ukrayna ordusunun, mevcut durumla başa çıkabilmesi oldukça zor olacaktır. Rusya'nın sahip olduğu askeri teknolojinin ve sayı üstünlüğünün yanında, Ukrayna'nın elinde daha az etkili ve modern olmayan ekipman bulunması, stratejik anlamda büyük zafiyetlere yol açabilir. Özellikle hava desteği ve zırhlı muharebe araçları eksikliği, en önemli zayıf noktalar olacaktır.
Ukrayna ordusu, ABD ve Batılı ülkelerin sağladığı lojistik destek ve istihbarat bilgileri olmadan, her an karşı karşıya kalabileceği saldırılara karşı daha savunmasız‒ ve dolayısıyla savaşın seyrini değiştirme noktasında daha az etkili olacaktır. Bu durum, kamu güvenliğini tehdit eden faktörlerin başında gelirken, aynı zamanda askeri saha liderlerinin de kararlılıklarını zayıflatabilir. Eğitimli personel ve modern teknoloji eksikliği, ordunun moral ve motivasyonunu da olumsuz yönde etkileyebilir.
Sonuç olarak, Ukrayna ordusunun Amerikan silahları olmadan ne kadar dayanabileceği, hem askeri hem de siyasi bir tartışma konusudur. Uzun vadede, bağımsız bir askeri güç oluşturup oluşturamayacakları, ülkenin geleceği açısından belirleyici bir faktör olacaktır. Dolayısıyla, uluslararası toplumun, özellikle Amerika'nın Ukrayna'ya olan desteğini sürdürüp sürdürmeyeceği, bu direncin ne kadar süreceği ile doğrudan ilişkilidir. Ukrayna'nın, istikrarının sürdürülebilirliği için güçlü uluslararası ilişkiler ve sürekli destek arayışı, önümüzdeki dönemde kritik bir rol üstlenmeye devam edecektir.