Son yıllarda piyasalardaki dalgalanmalar birçok yatırımcı ve analist için belirsizlik yaratırken, kredi temerrüt swapları (CDS) son 5 yıl içerisinde oldukça dikkat çekici bir düşüş yaşadı. Bu durum, yatırımcıların risk algısını, piyasa dinamiklerini ve ekonomik göstergelerin gelecekteki yörüngesini sorgulamalarına neden oldu. CDS, bir varlığın temerrüt riski üzerinden ticaret yapılan bir araçtır ve bu nedenle mali istikrarın önemli bir göstergesi olarak kabul edilir. Peki, CDS'lerin son dönemde yaşadığı bu düşüş ne anlama geliyor? Bu yazımızda, CDS'lerin tarihsel seyri, piyasa etkenleri ve gelecekteki olasılıkları üzerinde duracağız.
CDS, yatırımcıların belirli bir varlığın temerrüt riskine karşı kendilerini korumalarına izin veren bir finansal sözleşmedir. Bir CDS sözleşmesi, alıcının, sözleşme süresince belirli bir prim ödeyerek, temerrüt durumunda belirli bir tazminat almasını sağlar. Bu, özellikle tahvil ve diğer kredi bazlı enstrümanlar ile ilgili riskleri yönetmek için sıklıkla kullanılır. CDS'lerin artması, yatırımcıların likidite sağlama gücünü artırırken, değer kaybı da piyasalardaki güvenin azaldığını işaret eder.
Son yıllarda, özellikle 2020 yılı itibarıyla, dünya genelinde yaşanan ekonomik belirsizlik ve pandeminin etkileri, CDS fiyatlarını etkileyen en önemli faktörler arasında yer aldı. Ancak bununla birlikte, birçok ülke ve şirketin mali istikrarını korumak adına aldığı önlemler, CDS’lerin değer kaybetmesine sebep oldu. Piyasa oyuncuları, bu düşüşü risk algısındaki azalma ile ilişkilendiriyor, bu da aslında ekonomik toparlanmanın bir işareti olarak görülebilir.
Piyasalarda CDS'lerin son 5 yıl içerisindeki düşüşü yalnızca bir olgu olarak değerlendirilemez; aynı zamanda çeşitli ekonomik göstergelerle de ilişkilidir. Ülkelerin merkez bankalarının uyguladığı faiz politikaları, COVID-19 pandemisinin ekonomik etkileri, küresel ticaret savaşları ve diğer makroekonomik faktörler, CDS fiyatlarını doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alır. Faiz oranlarının düşük seviyelerde tutulması, yatırımcıların daha az risk algılamasıyla sonuçlandı ve bu da CDS kontratlarına olan talebi azalttı.
Özellikle 2023 yılında, ekonomik toparlanma sürecinin hızlandığı gözlemleniyor. İşsizlik oranlarının düşmesi, ekonomik büyüme rakamlarının iyileşmesi ve tüketici güveninin artması, piyasalarda CDS'lerin değerini azaltan diğer faktörler arasında. Bu durum, birçok yatırımcı için daha az riskli varlıklara yönelmeyi beraberinde getirdi. Ekonomik verilerin olumlu seyrinin sürmesi, CDS'lerin daha da düşeceği beklentisini artırıyor.
Uzmanlar özellikle, sıfır faiz politikalarının da uzun vadede CDS’ler üzerinde etkili olabileceğini dile getiriyor. Çünkü düşük faiz oranları, daha az riskin algılanmasına yol açıyor ve bu da kredi temerrüt swapları üzerinden işlem yapmayı daha cazip hale getiriyor. Ancak, piyasalardaki belirsizlik devam ederse, CDS'lerde yeniden bir artış yaşanabileceği ihtimali her zaman mevcut.
Geleceğe baktığımızda, CDS’lerin hangi yöne evrileceğini tahmin etmek zordur. Ancak şu bir gerçek ki, piyasalardaki dalgalanmalara karşı CDS'ler her zaman bir risk yönetim aracı olarak önemini koruyacaktır. Yatırımcıların, değişen koşullara uyum sağlarken bu araçları nasıl kullanacakları, gelecekteki finansal istikrar açısından kritik bir rol oynamaya devam edecektir. Ekonomik verilerin yanı sıra, gelen haberler ve jeopolitik gelişmeler de CDS’lerin seyrini etkileyecektir. Bu nedenle, CDS’lerin son 5 yıl içerisinde kaydettiği dip, yatırımcılar için sadece geçmiş bir durum değil, ayrıca gelecekteki olası senaryoları da belirlemek için bir rehber niteliği taşıyor.