Manisa, geçtiğimiz günlerde bir koca dehşetine tanıklık etti. Olay, akşam saatlerinde evde meydana geldi. İddiaya göre, 41 yaşındaki M.A., 39 yaşındaki eşi S.A.’yı bıçakla ağır yaraladıktan sonra, 8 yaşındaki kızını da yaraladı. Yaşanan bu vahşet, yalnızca bir kadının hayatını kaybetmesi değil, aynı zamanda bir çocuğun da yaralanması ile sonuçlandı. Toplumda infial yaratan olay, kadına yönelik şiddetin acı bir örneği olarak kayıtlara geçti.
Olay, gece geç saatlerde Manisa'nın bir mahallesinde meydana geldi. M.A., eşi S.A. ile bir tartışma yaşamaya başladı. İddiaya göre, tartışma büyüyünce M.A. sinirlerine hakim olamayarak eşine saldırdı. Eşi S.A.’yı bıçaklayan M.A., olay sırasında kızının da yaralanmasına neden oldu. Olay sonrası evin içinden yükselen çığlıklar, komşuları harekete geçirdi. Hızla olay yerine gelen komşular, durumu yetkililere bildirdi. Polis ve sağlık ekipleri hızla olay mahalline intikal ederek gerekli müdahaleleri gerçekleştirip her iki yaralıyı hastaneye kaldırdı.
Hastaneye kaldırılan S.A., yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Küçük kız ise, vücudundaki yaralarla birlikte derhal tedavi altına alındı. Şu anda sağlık durumu stabil olduğu bildirilen kız çocuğu, yaşadığı travmanın etkisi altında olduğu uzmanlar tarafından ifade edilmektedir. Olay yerinde toplanan kalabalık, M.A.'nın yapılması gerekenin adalet olduğunu savunarak tepkilerini dile getirdiler.
Bu tür bir olay, yalnızca bir aileyi değil, tüm toplumun huzurunu etkileyen bir durum olarak değerlendirilmelidir. Kadına yönelik şiddet, ülkemizde maalesef hala ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Her gün yüzlerce kadın, şiddete maruz kalıyor ya da yaşamlarını kaybediyor. Manisa’da yaşanan bu koca dehşeti, bir kez daha kadına yönelik şiddetin ciddiyetini gözler önüne serdi. Kadınların korunması ve bu tür olayların önlenmesi için daha fazla önlem alınması gerektiği aşikar. Herkesin el birliği ile mücadele etmesi gereken bu sorun, yalnızca ailelerin sorunu değil, toplumun en temel sorunlarından biridir.
Yetkililer, kadın cinayetlerinin önlenmesi adına daha fazla eğitime ve farkındalığa ihtiyaç olduğunu vurgularken, sivil toplum kuruluşları da benzer olayların tekrar yaşanmaması için toplumsal bilinci artırmayı hedefliyor. Manisa'daki korkunç olay, kadına yönelik saldırılara karşı duyarsız kalmamak gerektiğinin bir hatırlatıcısıdır. Bireylerden devlet kurumlarına kadar herkesin mutlaka üzerine düşeni yapması şarttır. Kaybedilen bir yaşam, yalnızca bir kişinin değil, bir ailenin ve toplumun da geleceğini karartmaktadır.
Sonuç olarak, Manisa’da yaşanan bu trajik olay, yine bir kadının hayatına mal oldu ve bir çocuğun yaşamında iz bıraktı. Kadına yönelik şiddet ile mücadelede daha fazla adım atılması, toplumsal bilinç yaratılması ve gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Yaşanan acının sona ermesi için tek çare, toplumsal bir mücadele başlatmak ve bu konuda duyarsız kalmamaktır. Kadına yönelik şiddetin son bulması için haykırmak ve sesimizi yükseltmek şarttır.