Son yıllarda artan akran zorbalığı olayları, pek çok çocuğun hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle sosyal medya ve dijital platformların yaygınlaşmasıyla birlikte, çocuklar arasında yaşanan zorbalık vakaları da çeşitlenerek devam ediyor. Bu seferki olay ise, 10 yaşındaki bir çocuğun, bisikletini vermemesi üzerine bir grup akranı tarafından tekme tokat saldırıya uğramasıyla gerçekleşti. Olay, ailelerin ve eğitimcilerin dikkatini bir kez daha bu önemli konuya çekti.
Akran zorbalığı, genellikle bireylerin birbirleri üzerinde güç kullanarak psikolojik veya fiziksel baskı uygulamasıyla tanımlanır. Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar, çoğu zaman kendilerini yalnız, çaresiz ve güvensiz hissederler. Bu tür olaylar, çocukların gelişiminde ruhsal sorunlara yol açabilir. Uzmanlar, zorbalığın genellikle güç dengesizliklerinden kaynaklandığını belirtmektedir. Şiddet eylemleri, bir çocuğun sosyal statüsünü artırmak veya diğerlerine karşı üstünlük sağlamak amacıyla gösterdiği bir davranış biçimi olabilir.
Olayın geçtiği yer; şehrin merkezinde yer alan bir park. 10 yaşındaki Ali, hastalık geçirmişti ve bisikletine her zamankinden daha fazla değer veriyordu. Arkadaşlarıyla parka gittiğinde, bisikletini kıskanan bir grup çocuk, Ali’nin bisikletini istemeye başladılar. Ali, bisikletini vermek istemediğini söyledikçe, çocuklar arasında gerginlikt artış yaşandı. Gerginlik bir anda fiziksel bir şiddete dönüştü. Birkaç çocuk, Ali’yi tekmelemeye başladı. Olayın büyüdüğünü gören diğer park sakinleri, duruma müdahale etmeye çalıştılar.
Akran zorbalığı ile başa çıkmanın en etkili yollarından biri, bu tür olayların açıkça konuşulmasıdır. Okul ortamlarında çocuklara zorbalığın ne olduğu ve böyle bir duruma maruz kaldıklarında nasıl davranmaları gerektiği öğretilmelidir. Eğitmenler ve aileler, çocukların birbirleriyle olan ilişkilerini gözlemlemeli ve bu konudaki farkındalıklarını artırmalıdır.
Akran zorbalığına karşı mücadele, sadece kurban olan çocukları değil, aynı zamanda zorba olan çocukları da içerir. Zorbalarla da yapılması gereken bir değişim programı oluşturulmalıdır. Bu noktada, ebeveynler ve eğitimciler, çocuklara kurban durumundaki arkadaşlarına karşı duyarlılık kazandırmalıdır. Çocuğa duygusal beceriler kazandırmak, empati duygusunu geliştirebilir ve zorbalık döngüsünü kırabilir.
Ali’nin başına gelen olay, toplumda zorbalıkla ilgili farkındalığı artırmak için bir çağrıdır. Çocukların, arkadaşlarıyla sağlıklı ilişkiler geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla, aileler ve eğitimciler iş birliği yapmalıdır. Ortamdan, çocukların güvenliğini sağlamak amacıyla zorbalık karşıtı politikalar ve uygulamalar oluşturulmalıdır.
Sonuç olarak, akran zorbalığı bir sağlık sorunu olarak ele alınmalı, ilgili birimlerin ve toplumun desteğiyle çocuklar arasında sağlıklı ilişkilerin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Ali’nin hikayesi, hepimiz için önemli bir ders niteliğindedir. Bu tür olayların önlenmesi için hepimiz üzerimize düşeni yapmak zorundayız.